Cherno Samba sadece gerçek hayatta potansiyelinin uzağında kalmış bir Championship Manager efsanesi değil. Onun hikayesi, büyük hayallerin etrafına örülmüş ve umut tacirlerinin ellerinde şekillenmiş bir trajedi. Öyle ki, yaşadıkları Samba'yı ölümle yaşam arasındaki ince çizgiye kadar götürmüş.
Altı yaşında Gambiya'dan İngiltere'ye göç eden Samba için futbol, ilk etapta onu sokaklardan ve sokaklara hükmeden çetelerden uzak tutmaya yarayan bir araçtı. Ancak meşin yuvarlağı ayağına aldığında gösterdiği sihir kısa süre içinde işlerin ciddileşmesini sağladı. 13 yaşındayken okul takımıyla çıktığı 32 maçta 132 gol atan Samba, Millwall altyapısına katıldı ve İngiliz futbolunun gelecekteki yıldızları arasında gösterilmeye başladı. Omuzlarına mental olarak hazır olmadığı ve asla olamayacağı bir yük bindirilmişti. Samba daha öğrencilik yıllarında günlük hayatını etkilemeye başlayan ilgi çemberinin içine nasıl hapsolduğunu şöyle anlatıyor:
"Okul çıkışında otobüs durağında beni bekleyen iki adam vardı. Oradan uzaklaşmaya çalıştım, ama yanıma gelip menajer olduklarını ve benimle konuşmak istediklerini söylediler. Hızlıca otobüse binip ayrıldım. Tanımadığım, ama menajerlik şirketleri ve kulüpler için çalıştıklarını bildiğim insanlar okula geliyordu. Okul müdürü bunu yasaklayınca evime gelmeye başladılar. Yaşadığım yeri nasıl öğrendiklerini bilmiyorum. Bunlar beni olumsuz etkiledi."
Samba gol yollarındaki yeteneğiyle İngiltere'nin en gözde genç oyuncusu haline gelmişti, ama onun tek istediği meraklı gözlerden uzak kalıp huzur bulmaktı. Ne yazık ki çevresindeki herkes, daha kendini kanıtlamamış bu gencecik futbolcuyu dünyanın zirvesine çıkarmaya çok hevesliydi. Çılgın fantezilerin ardı arkası gelmiyor; takvimler milenyumu daha yeni devirmiş olmasına rağmen Samba, Wayne Rooney ile birlikte İngiltere'yi 2006 Dünya Kupası'nda zafere taşıyacak isim olarak gösteriliyordu.
2000 yılında Liverpool forması giymeye çok yaklaştı, fakat Merseyside ekibi Samba'nın kulübü Millwall'la anlaşamayınca transfer rafa kalktı. Bu noktadan sonra her şey yokuş aşağı gitmeye başladı. Championship Manager'da ortalığı kasıp kavuran genç yeteneklerden biri olması durumu daha da kötüleştiren etkenlerden biriydi. Samba henüz gerçek hayatta atmadığı gollerin, kazandırmadığı maçların şöhretine kavuşmuştu. Gelecekten borç alan Samba kısa süre içinde bu borcu faiziyle geri ödemeye başlayacaktı.
"Bana destek olacak, 'dur bakalım, daha 15 yaşındasın, önünde uzun yıllar var, bu sözleşmeler önüne yine gelir, ama çalışmak, çalışmak ve çalışmak zorundasın' diyecek birine ihtiyacım vardı. İnsanlar bana karşı dürüst davranmadı. Kendimi iyi hissetmem için gerçeği değil, duymak istediklerimi söylediler."
GOAL
GOAL2004'te Millwall tarafından serbest bırakılan Gambiya doğumlu oyuncu İspanya İkinci Ligi'nde mücadele eden Cadiz ile anlaştı. Millwall'daki son yıllarında giderek kötüleşen ruh hali İspanya'da dibe vurmuş, Samba kendi tabiriyle 'cehennemi' yaşamaya başlamıştı. Uyumakta zorluk çekiyor, yatağında saatler boyunca gözyaşları içinde, çaresizce uzanıyordu. Yorgun bedeni sonunda uykuya yenik düştüğünde ise Liverpool'la ilgili rüyalar görüp, dehşet içinde uyanıyordu.
"Artık orada olmak istemiyordum. Bunu daha fazla kaldıramayacaktım. Uyumak, her şeyi unutmak ve bir daha uyanmamak istiyordum."
Cadiz fizyoterapistinin odasına gizlice girip ağrı kesici ilaçlar çalmaya başlayan Samba, yaklaşık bir ay sonra tünelin ucunu göremez hale gelince hayatına son vermeyi denedi. Her sabah onu evinden alan takım arkadaşı, Samba'yı binanın önünde göremeyince bir şeylerin ters gittiğini anladı. Önce kapıyı çaldı, cevap veren olmayınca kapıyı kırarak içeri girdi ve Samba'nın yerde baygın yatan bedeniyle karşılaştı. Hemen hastaneye kaldırılan Samba hayata tutunmayı başardı.
"Asla depresyona girmeyeceğini düşünenlerdendim. Ama depresyon sizi pençesine alana kadar bunun nasıl bir şey olduğunu anlamıyorsunuz. Bilincim açıldığında yaşadığım için ne kadar şanslı olduğumu farkettim ve kendime çeki düzen vermeye karar verdim."
GettySamba, Cadiz'den sonra birçok kulüpte şansını denedi. Malaga B takımına kiralandı, İngiltere'de Plymouth ve Wrexham formaları giydi, Finlandiya'da Haka, Yunanistan'da Panetolikos ve Norveç'te Tonsberg'de oynadı. 29 yaşında futbola veda eden Samba, belki hiçbir durakta hayallerdeki başarıya ulaşamadı, ama artık hayata farklı bir açıdan bakmayı öğrenmişti. Futbolu bıraktıktan sonra oyuncu menajerliğine başlayan Samba, tecrübeleriyle yetenekli gençlere yol göstermeye, onları doğru tercihlere yönlendirmeye çalışıyor.
"Çıkış yaptığım dönemde bir sürü sahte menajerim oldu. Sadece kendilerini ve yapacakları anlaşmaları düşündüler. Benim iyi olup olmadığımı düşünen kimse yoktu. Arkadaşım olacak, bana tavsiye verecek, beni önce bir insan olarak görecek biri... Ben bundan yoksundum. Motivasyonum ise gelecek nesillere benim sahip olamadığım şeyi verebilmek."
"Derdim para değil. Kendime yetecek kadar para kazandım. Tek istediğim bir gün durup, 'vay canına, birini yeni Cherno Samba olmaktan kurtardım' diyebilmek."
